Marksizmin politika ve tarih tezlerinin yanı sıra, felsefi tezleri de Marksizmi aşma arayışında olan kesimlerin eleştirilerinin hedefi durumunda.

Kürt özgürlük hareketi, anlamlı bir politik kuvvet olması ve “Demokratik ekolojik toplum paradigması” iddiasıyla Marksizmi aşma iddiasında olan diğer tüm kesimlerin malûl olduğu yanılgıları paylaşıyor.

Hürriyet Gazetesi, PKK’nin Dağlıca baskınının ardından oluşturulan ırkçı-şoven atmosferde, internet sitesinde şu başlığı attı: “Türkler 11. yüzyıldan beri terörle uğraşıyor.” Burada kast edilen Hasan Sabbah, “Haşhaşi Hareketi” ve onların Selçuklulara yönelik başkaldırısıydı. Egemenlerin şeytanlaştırdığı ve bir küfre dönüştürdüğü “Terör” kavramının tastamam “Ezilenlerin şiddetini” tanımladığının bundan güzel bir anlatımı olamazdı! Hasan Sabbah ve fedai hareketini tarihe sayısız söylenti ve karaçalmayla kaydetmelerinin temelinde de bu yatar.

İlkel komünal toplumda henüz işbölümünün ortaya çıkmadığı aşamada özel uzmanlaşmış yönetici bir sınıftan söz edilemez. Emek üretkenliğinin artarak, ortaya fazla ürünün çıkması ve artı ürünün mülk edinilmesinin gündeme gelmesiyle birlikte bu artı ürünü denetleyenlerin ayrıcalıklı bir konuma yükselmeleri söz konusu oldu. Üretim sürecine doğrudan dahil olmayan bu ayrıcalıklılar, uzmanlaşmış bir yönetici tabaka oluşturdu.

I.

Kadın devrimi, özünde cinsel devrimdir. Bu devrim, kadınların salt kadın doğdukları, onları hayatlarının sonuna kadar erkek karşısında ezilen cins haline getiren toplumsal temellerin devrimci bir altüstle ortadan kaldırılmasını tanımlar.

I.

Bu yazımızda, gelişimi ivmelenen kapitalist emperyalizmin uluslararasılaşması sürecinde mali sermaye ile para sermaye arasındaki iç ilişkiyi ve kapitalist ekonomilerin “malileşmesi” olgusunu inceleyeceğiz. Emperyalizmin tekelci kapitalizm olmaktan çıktığı, Lenin'in mali sermaye/tekelci kapitalizm tezinin de eskidiğini ileri süren revizyonist, tasfiyeci teori ve tezlere göre, “malileşme” bunun kanıtlarından birisidir.

2006 Eylül’ünde “Gaye” saldırısında tutuklanan MLKP dava tutsakları 14 ay sonra ilk kez 26 Ekim 2007’de Beşiktaş 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde mahkemeye çıkarıldılar. Mahkemede, komünist tutsaklar, verdikleri dilekçeler ve yaptıkları konuşmalarla faşizmi yargıladılar. MLKP dava tutsağı Arif Çelebi’nin dilekçesini, bu yargılayan savunmalardan birisi olarak, taşıdığı güncel ve tarihsel önem nedeniyle yayımlıyoruz. Başlık bize aittir.

Birikim Dergisi'nin Mayıs 2007 tarihli 217. sayısında “Somuttan Soyuta Emeğin Halleri” inceleniyor. Kapitalist gelişmenin ulaştığı düzeyin emek cephesindeki yansımalarını ele alma iddiasındaki makaleler, Marksizm sosuna batırılmış liberal sol'un teorik sefaletini ortaya koyması bakımından ilgiye değer. Kendini haklı çıkarmak için Marks'ı çarpıtmak, “Marksizan” olma iddiasındaki bütün antimarksistlerin, biline gelen “sahtekârlık halleri”ndendir. Kapitalizmin yıkılarak yerine yeni bir toplumsal düzenin kurulmasının olanaksızlığını ispat etmeye kendilerini adayan bu pek bilgiç “Marksizan”ların bütün çabası proletaryanın burjuva düzeni alaşağı edecek yegâne güç olduğu gerçeğini karartmaktır. Nihayet, Birikim Dergisi ve konuyla ilgili beslendiği kaynakların -Negri, Deleuze, Arendt vb.- çabası bu yöndedir.

Yeni Anayasa Niçin?

12 Mart ve 12 Eylül anayasaları faşist karşı devrimin ilerici halk hareketini ve devrimci gelişmeyi ezmek üzere yaptığı anayasal düzenlemelerdi. Ama bu, egemen sınıflar için istikrar sağlamaya yetmedi.

Egemen sınıflar için burjuva modernleşme sürecinde, emperyalist işgale karşı burjuva kurtuluştan da meşruiyetini alan Kemalist Türk milliyetçiliği topluma dayatılan bir ideolojik biçim ve siyasi sistem projesiydi. Kapitalist gelişmeyi, Batılı emperyalizmle bütünleşme hedefi ve modern burjuva gelişme çizgisinde yürütmeyi sağlamaya çalıştı. Dini devlet denetimine alarak kullandı.

Yükseköğrenimde ticarileştirme ve özelleştirme sürüyor. Eğitim alanındaki dönüşüme kapitalizmin azami kâr yasası yön veriyor. Şirket-üniversite modeline geçiliyor ve önde gelen üniversiteler sermaye tekellerinin araştırma-geliştirme (AR-GE) birimleri olarak örgütleniyor. Yükseköğrenimde emperyalist küreselleşmeye “yapısal uyum” süreci, yükseköğrenim gerektiren mesleklerin geçirmekte olduğu değişimle de uyumluluk gösteriyor. “Mesleki yeterlilik” adı altında, öğrencilerin mezuniyet sonrası kesin bir sınıfsal ayrışmayla yüz yüze kalmalarına neden olacak düzenlemeler getiriliyor.

I-Ekonomik Ve Politik Mücadele. Reformizm Ve Devrim

Ekonomik mücadele; işçilerin onları çalıştıran patronlara karşı hak elde etmek ya da haklarını savunmak için giriştikleri savaşımı ifade eder. Ücretlerin artırılmasından, iş saatlerinin azaltılmasına kadar patronlarla yapılan anlaşmalar bu kapsamdadır.

Demokratik hak ve özgürlükler için mücadele; tek tek patronlara ya da patron örgütlerine değil, onların temsilcisi devlete karşı burjuva düzen sınırları içinde demokratik hak ve özgürlüklerin elde edilmesi ve genişletilmesi amacını güder. Söz, basın, örgütlenme ve eylem özgürlüğü, sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması, grev hakkının yasal güvenceye kavuşturulması vb. için verilen politik mücadele bu eksende tanımlanır.

Sovyet Nedir?

Tınısı geçmişle sınırlı, SSCB'yle birlikte tarihe gömülüp gitmiş bir olgu mudur? Rusya’ya mı özgüdür? Yoksa dünyanın pek çok diline girmiş olması bu kavramın enternasyonal karakterine mi delalettir?

Sovyet, kelime kökeni olarak Rusça'dan gelir. Kelime anlamı; konsey, şura, kurultay demektir. Siyasal anlamını ilk olarak 1905 Devrimi’nde kurulan İşçi Vekilleri Konseyi (Sovyeti) ile kazanmıştır.

“Bu yaz çok sıcak geçti”, “Çöl sıcakları geldi”, “Kuraklık tarımı vurdu”, “Son yıllarda ne kadar dengesiz havalar, bir gün bir diğerini tutmuyor. Bir anda 10 derece düşüp bir anda yükselebiliyor”, “Susuzluk yok mu susuzluk, canımıza tak etti”, “Özellikle yaşlıların, çocukların ve hasta olanların gün boyu dışarı çıkmasını tavsiye etmiyoruz”, “Batıda kuraklık, doğuda su baskınları!”, “Geçen yıl eksi 20 dereceyi bulan soğukların bu yıl da ülkemize gelmesi bekleniyor...”

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Gazete Dergi adına Yazı İşleri Müdürü: Tülin Gür
Posta Çeki Hesap No: Varyos Gazete Dergi 17629956
Türkiye İş Bankası IBAN: TR 83 0006 0011 1220 4668 71

Bize Ulaşın

Yönetim Yeri: Aksaray Mah. Müezzin Sok. İlhan Apt. No: 12/1 D:7 Fatih/İSTANBUL
Tel: (0212) 529 15 94  Faks: (0212) 529 06 75
Web Sitesi: www.marksistteori5.org
E-posta: info@marksistteori.org
Twitter: @mt_dergi