Öncünün Devrimci Sıçrama Eşikleri

ML komünist öncünün çeyrek yüzyıllık devrimci yürüyüş parkuruna bakıldığında üç devrimci konak ve sıçrama fotoğrafı açıkça görülür. Politik tarihin kaydettiği bu üç uğraktan her biri ML komünist öncünün de devrimci atılım momentlerini ve tarihsel dönüm noktalarını işaretler. Gazi, Gezi/Haziran ve Rojava devrimci atılımları, ayaklanmadan devrime yürüyen ML komünist öncünün çeyrek yüzyılda kat ettiği devrimci mesafenin en önemli ve değerli kilometre taşlarını da gösterir. Kendi tarihini yapan partinin varlık amacını belgeler. ML komünist öncünün devrim yürüyüşündeki bu üç devrimci atılım döneminin her biri özgün çizgiler ve motiflerle karakterize olur.

Birinci Hakikat Levhası: Gazi Ayaklanması

Devrimci hakikatimizin birinci levhası olarak tarif ettiğimiz Gazi Ayaklanması’ndan başlayarak üç politik atılım uğrağını ortak ve farklı spesifik hakikat motiflerini seçerek yeniden betimleyebiliriz. Hiç kuşku yok ki, Gazi’yle özdeşleşen ad ve simge olarak ML komünist öncü, Gazi Ayaklanması’nın barikat ateşleri arasında sıyrılıp gelir. Gazi Ayaklanması ML komünist öncünün yeniden doğuşunu haber verir, somut politik varlığını duyurur ve ezilenlerle muazzam karşılaşmasını sağlar.

Birlik Devrimi’yle yeni formunu varlık hakkını elde eden komünist öncü, politik olayın başat politik öznesi ve aktörü olarak, politik mücadele sahasına en etkili devrimci girişini yapar. Ayaklanma ML komünist öncünün kendini ortaya koyuş tarzına sahne olur. Birlik Devrimi ilk ve somut politik ürününü böylece verir. Gazi Ayaklanması, Birlik Devrimi’nin ilk muazzam devrimci atılım uğrağı ve tüm kazanımlarıyla ilk eseri olma anlamını taşır. Gazi Ayaklanması uğrağında beliren parti silüeti aynı zamanda ML komünist öncünün yeni politik mücadele tarzının ışık ve motiflerini yansıtır. Verili/geleneksel mücadele tarzını aşma hamlesini simgeler. Devrimci atılımlara kilitlenen partinin devrimci iktidar perspektifini ve bilincini daha da berraklaştırır, politik devrimci bakışını keskinleştirir. Devrimci iddiasını, isteğini ve azmini büyütüp kuvvetlendirir. ML komünist öncünün devrimci bataryalarını ezilenlerin yepyeni toplumsal enerjileriyle doldurur.

Birlik Devrimi’nin devrimci yenilenme, yeniden yapılanma ve politik atılımla ileri sıçrama arzusu, fikri ve kararlılığı Gazi Ayaklanması momentinde kendi nesnesine ve aracına kavuşur. Politik olay ile politik özne devrimci biçimde karşılaşır ve rezonansa girer. Partinin politik mücadele tarzını yenileme isteği, önder bir parti olarak gelişme hevesi ve hedefi ayaklanma imkanıyla gerçek ve zengin bir uygulamaya dönüşür. Yeni politik mücadele tarzını yaratma perspektifi ve isteği ete kemiğe bürünür. Kentlerde yerleşikleşip gelenekselleşen on yılların devrimci mücadele biçimleri ve belli bir sınırı aşamayan devrimci çizgi, direniş devrimciliği düzeyi, ayaklanmanın gücü ve sarsıcılığıyla pratikte aşılır; zihinlerde ise sorgulanır hale gelir. Ayaklanma olayı devrimci mücadelenin çıtasını her bakımdan yükseğe çeker. Kalınlaşmış, statik, alışılageldik, kendiliğindenci vs. sınırlar içinde devinerek ilerleyen ve genel ifadesiyle protestoculuğu aşamayan kitle mücadele tarzı ve çizgisi, Gazi Ayaklanması’yla aşılır. Geleneksel sınırlar ve politik davranış tarzları sarsılır. Durumu nesnel hakikat döneminde kavrayıp çözümleyen ve öznel hakikat düzleminde bilince dönüştüren devrimci özneler şahsında ayaklanma olayı bir devrimci sıçrama tahtası işlevi görür. Politik olayı anlayan politik devrimcilik, gerçek ve anlamlı ilerlemeler kaydeder. Kentlerde ayaklanmaları düşünmek ve kent ayaklanmalarına hazır olmak, somut ve denetlenebilir bir olgu olarak devrimci hareketimizin içkin hakikatlerinden biri haline gelir. Ayaklanma olgusu güncelliğin bilincine imkan perspektifi olarak kazınır.

Gazi Ayaklanması’yla ezilenler ayaklanma gibi güçlü bir politik silahı ve kudreti keşfeder. Ayaklanmama veya ayaklanmaya uzak durma geleneği pratikte ve zihinlerde yıkılır. Gazi Ayaklanması bu yönüyle bir kitle bilinci sıçramasına işaret eder, ezilenlerin faşizme karşı mücadelesinde yeni bir dönem açar. Ayaklanma silahını politik mücadele envanterine güncel bir imkan olarak ekler. Gazi başkaldırısıyla açılan yeni politik konjonktürde devrimci hareketimizin değişik bölükleri upuzun bir dönemin ardından  on binlere ulaşan ezilenlerin gücüyle birleşir, politik mücadele sahnesinde daha kudretli yer alır. Devrimci hareketimiz kayda değer bir büyüme ve kitleselleşme düzeyine ulaşır. Ezilenlerin devrimci kuvvetini somut eylemleriyle deneyimler, kitle kahramanlıklarını gözlemler, tanıklık eder ve bu muazzam güce olan güvenini tazeler. Ezilenlerle var olagelen mesafeyi aşma ve öncülerle ezilenlerin zayıf bağlarını güçlendirme ve kitlelerle daha güçlü kaynaşma yoluna koyulur. Emekçi semtlerin stratejik ve sınıfsal önemi daha derinlikli kavranır. Gazi Ayaklanması verili teorik külliyatı, stratejiyi, statik düşünüşü ve bir bütün olarak devrimci zihniyeti sorgulamaya tabi tutar ve devrimci yenilenmeye zorlar. Ayaklanmanın akabinde Türkiye devrimci hareketinin teorik-politik tartışma gündemine, işçi sınıfı ve ezilenler, yeni kent sınıfları gerçeği ve varoşlar, kent ve kırın politik sınıf savaşımındaki yeni konumları, direniş, barikat, ayaklanma, milis, emekçi semtlerin devrimci stratejideki sınıfsal ve mekansal konumu, demokratik Alevi hareketi gibi pek çok konu başlığı girer ve yoğun teorik-politik tartışma ve çözümleme çabasıyla karşılık bulur.

Gazi Ayaklanması momenti bir devrimci turnusol görevi görür. Verili devrimci öznelerin teorik ve politik durumlarını sınamadan geçirir. Konumlarını sarsar, devrimci olayla yüzleştirir. Devrimci öznelere yeni sorular sorar. Politik öznelerin devrimci önderlik, tarz, yetenek ve kapasitesini yoklar. Devrimci önderliklerin analiz ve öngörü gücünü, örgütsel hazırlık, strateji ve taktik uygulama beceri ve kapasitesini test eder. Güçlü ve zayıf yanlarını, politik yetmezlik alanlarını açığa çıkarır. Teorik ve pratik bakımdan yeni vaziyet alışlara zorlar, ayaklanmadan dersler çıkarmaya, hayattan öğrenerek dövüşmeye davet eder. Ayaklanmanın devrimci enerjisi, devrimci hareketimizi nesnel hakikat bilgisini bir öznel hakikat bilinci olarak kurmaya çağırır ve daha ileri devrimci pozisyona doğru iter.

Gazi Ayaklanması, ML komünist partinin politik mücadele ve önderlik tarzının doğumuna ebelik eder. Ayaklanmanın içinden farklı bir tarz ifadesi ve çözümleme çabasıyla ilk ‘an’da soyutlanan olgu, politik mücadele ve önderlik tarzında partiyi ‘yeni tarz’ tartışmasına ve kavrayışına doğru götürür. Ayaklanma devrimci aydınlanma getirir. Birlik Devrimi’nin yeniden doğuş ve kendini bilinçle yeniden kurma eylemi, Gazi Ayaklanması’yla politik ve örgütsel yönden bir atılıma dönüşür. Birlik Devrimi’nin kurucu çalışması devrimci meyvelerini vermeye başlar.  Politik özne Birlik Devrimi’nin açtığı zihinsel devrim çığırından güvenle geleceğe yürür. Ayaklanma olayını en devrimci haliyle kavrar ve değerlendirir. Varlığının elemanter ögesi haline getirir. Zihinsel devrim ufku, teorik ve pratik derinleşmelerle yansımalarını bulur. Ayaklanmanın devrimci enerjisini emen ve derslerini iyi çalışan ML komünist öncü politik mücadele tarzını yeniler ve çizgileştirir. Yeni tarz, öncü tarz, öncü ve önder parti, stratejik önderlik ve taktik önderlik, kendisi için değil kitleler için politika, ezilenlerle birlikte politika, birleşik devrimci önderlik, birleşik devrimci cephe, apolitik devrimciliğin reddi gibi pek çok yeni kavramla kendi varlık ve üretim tarzını daha üst düzeyde kurar. Parti tarzını ve zihinsel devrimi bir ‘iç devrim’ olarak pratikleştirir. Her yeni durum momentinde bekleneceği gibi, bu süreç politik öznenin kendi ‘iç devrim sahası’nda türlü çeşitli engellere ve sınırlara çarpar. Statükocu ve gelenekçi dirençlerle karşılaşır. Yeni durumun devrimci gerilimi ve çatışkıları yeni tarzın kazanılması rotasında başarıyla yönetilir. Eski tarzla kopuşur.

Gazi Ayaklanması ardında güçlü mevziler ve geleceğin devrimci pratiğini başarıyla kuracak zengin teorik-politik kavrayışlar, dersler ve örgütsel kazanımlar bırakır. Parti tarzını kazanmak bu kazanımların kalbini oluşturur. Bununla birlikte siyasal kampanyalar, politik-askeri öncü vuruşlar, yeni itle mücadele mevzileri, ölümüne direniş pratikleri, devrimci 1 Mayıslar vd.leri Gazi’nin açtığı konjonktürde ve ML komünist öncünün yeni tarzının sürükleyiciliğinde anlamlı bir politik varlık düzeyine ulaşır. ML komünist öncünün kesintisiz ilerleyen devrimci pratiğine işler, çeşitli biçim ve çizgileriyle geleceğe taşınır. Faşist diktatörlüğün kayıp terörüne karşı yükseltilen devrimci direniş, siyasal kampanya olarak adalet ve hesaplaşma mücadelesi, Gazi Ayaklanması’nın bir devamı ve bir ürünü anlamı taşır. Ayaklanma diktatörlüğün korku ve teröre dayalı hegemonyasını yıkar. Diktatörlük hegemonyasını yeniden ve ‘an’ında tesis etmek için ayaklanma önderleri başta gelmek üzere devrimci öncülere en ürkütücü ve dehşet verici terör biçimlerini seçerek saldırır ve sonuç almak ister. Bu kritik ‘an’da faşist diktatörlüğün kayıp terörünü Gazi’nin asi devrimci ruhu ve cüretiyle karşılayan ML komünist öncü, Hasan Ocak’ın kaçırılıp kaybedilmesi saldırısını bir politik karşı saldırıya çevirir. Kayıp terörünün faili devleti cürm-ü meşhut yapar ve tıpkı Gazi’deki gibi faşizmin üstüne üstüne yürür. Kaybetme terörüne karşı etkili bir devrimci siyasal kampanyayla faşizme ikinci darbeyi indirir. ML komünist öncü faşizmle kapışma ve hesaplaşma çizgisinde sağlamca yürür. Faşizmin kaybetme terörünü kesintiye uğratır ve geriletir. Cumartesi Anneleri mevzisi faşizmi gerileten ve hesap soran adalet mücadelesi olarak anıtlaşır. Cumartesi Annelerinin çeyrek yüzyıllık onurlu, kararlı, yılmaz ve başarılı mücadelesi Gazi Ayaklanması’nın yaşayan yanını temsil eder. Bugüne taşınan  kavga mevzilerinin başında gelir.

İkinci Hakikat Levhası: Gezi/Haziran Ayaklanması

Gezi/Haziran Ayaklanması son çeyrek yüzyıllık politik tarih kesitimizin ikinci ayaklanma uğrağını ve dönüm noktasını temsil eder. Bu uğrak devrimci hakikatimizin ikinci hakikat levhasını oluşturur. Gezi/Haziran Ayaklanması, tipik bir 21. yüzyıl ayaklanmasını resmeder. 21. yüzyılın toplumsal doğasına ve politik evrensellik bağlamına uygun gelişir. Bu özelliğiyle yeni yeni toplumsal dinamiklerin politik varlıklarını devrimci itirazlar biçiminde, yeni bir dünya yeni bir hayat arayışı temelinde ortaya çıkmaya başladığını haber verir.

Egemenlerin 21. yüzyılın ayaklanmalar yüzyılı olacağı öngörüsü kaynağını emperyalist küreselleşmenin nesnel gerçekliğinden alır. Kapitalizmin varoluşsal krizinin bir itirafını seslendirir ve anlatır. ‘Zamanın ruhu’ ya da ‘politik evrensellik’ nasıl ifade edersek edelim, Gezi/Haziran Ayaklanması kapitalizmin varoluşsal krizi üzerinde yükselen yeni ayaklanmalar çağında ezilenlerin kendini çok çeşitli veçhelerle ortaya koyuşunu ve  arayışını ifade eder. Kimileyin doğrudan antikapitalist bir yoksul ve ezilen ayaklanması karakteriyle, kimileyin bir ezilen göçmen isyanıyla veya doğanın talanına karşı patlak veren ekolojist formuyla gördüğümüz 21. yüzyıl ayaklanmaları, yeni politik evrenselliğin ana karakterini belirler. 21. yüzyılın ayaklanmalar gerçeğini bütün renkliliği, zenginliği ve somutluğuyla getirip önümüze koyar. Devlet-halk, emek-sermaye ve doğa-kapitalizm evrensel çelişkilerini kapsayan ve derinleştiren kapitalizmin varoluşsal bunalımı, 21. yüzyıl ayaklanmalarını durmadan üreten matrisini gösterir ve ayaklanmalar çağının devrimci imkanlarına ve devrimin güncelliğine işaret eder.

Gazi ve Gezi/Haziran ayaklanmaları aynı fiziki ve politik mekandan patlak vermelerine karşın iki ayrı politik zamansallığın damgasını taşır. Yeni politik çağın/zamanın bir devrimci patlamasını resmeden Gezi/Haziran Ayaklanması, sadece İstanbul’un ikinci devrimci uyanışını ve ayağa kalkışını anlatmaz, daha ötesini ve dolayısıyla dünya tarihsel arka planını anlatır. Gazi ve Gezi/Haziran başkaldırıları apayrı iki politik zamansallık, güncel arka plan ve koşullar bütünü tarafından üretilip belirlenen devrimci meydan okumalardır.

Gazi Ayaklanması 20.yüzyılın bir politik başkaldırısını karakterize eder. Sömürgeci faşist diktatörlüğün azgın terörüne ve katliamlarına karşı patlar ve gelişir. Antifaşist karakteriyle ülkesel politik konjonktür ve koşullar tarafından üretilip belirlenir. Kent ezilenlerinin ve yoksulların emekçi semtlerde biriken devrimci öfke ve enerjisinin politik patlamasını, devrimci uyanışını ve diktatörlüğe meydan okumasını betimler. Bütün politik içeriği ve kapsamıyla, siyasal karakteri ve sınıfsal kombinasyonlarıyla Türkiye’nin gerçeklikleri üzerine yükselir. Devlet-halk çelişkisinin bir açık politik kapışma ve hesaplaşma düzeyine varmasını anlatır. Dünya-tarihsel olmayan ayaklanma gerçekliğini yansıtan Gazi Ayaklanması, lokal ölçekte fiillik kazanır. Barikat ve sokak çarpışmaları ve kitlenin devrimci kahramanlığıyla karakterize olan bir kent isyanı formunda gerçekleşir. Ayaklanmanın fiziki çapı İstanbul’un belli başlı emekçi ve antifaşist semtleriyle sınırlı kalır. Siyasal etki gücü ve çapı ise, olağanüstü boyutlara varır ve sarsıcı sonuçlar üretir. Gazi Ayaklanması’nın İstanbul ve Türkiye’ye politik olay ve hareket olarak yayılma eğilimi, büyüme ve gelişme yönelimi belli sınırları aşamaz. Verili gelişme limitlerine varır ve ezilenlerin bağrında sönümlenir. Ayaklanmanın enerjisi tüm ezilen sınıflara doğru dağılır ve devrimci işlevini yeni mücadele biçim ve birikimi formuyla sürdürür.

İkinci İstanbul Ayaklanması olarak başlayan Gezi-Haziran Ayaklanması bütün bir siyasal coğrafyaya yayılan özelliğiyle ülke ölçekli bir politik kalkışmayı karakterize eder. Türkiye tarihinde örneğine rastlanmayan bir politik kalkışmayı betimler. Gazi Ayaklanması’nı aşıp geçer. Türkiye’nin siyasal ve toplumsal yapısını sarsar. Faşist rejimin toplumsal hegemonyasını çatlatır, ezilenlerin devrimci gücünü, kapasitesini, politik yaratıcılığını vs. açığa çıkarır. Sokakları ve meydanları politik eylem gücüyle özgürleştirir.

Gezi/Haziran Ayaklanması 21.yüzyılın girişinde dünyanın yeni kent isyanlarının yeni bir baskısını teşkil eder. Kapitalizmin anayurtlarından periferisine kadar tüm coğrafyalarda dünya-tarihsel bir olgu olarak tezahür eden yeni kent isyanları, kapitalizmin varoluşsal krizinin dolaysız bir ürünü olduğunu kanıtlar. Ezilenlerin, “yeni kent sınıfları” ve bölüklerinin politik hareketlerini, yönelimini ve arayışlarını imler.

Gezi/Haziran Ayaklanması, aynı politik zamansallık bağlamı içinde, Amerika’dan Avrupa’ya Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya kadar dalga dalga yayılan ayaklanmalardan biridir. Küresel kapitalizmin varoluşsal bunalımının ürettiği yıkıcı sonuçlara ve yeni kent sınıfları da dahil olmak üzere tüm ezilenlerin ve yoksulların kapitalizme karşı gelişen yeni kent ayaklanmaları başka bir dünya yeni bir hayat arayışı somutlar. Kapitalizmi aşma arzusunu açık ve örtük biçimlerde dışa vurur. Yeni kent ayaklanmalarının artan sayısı, hızı, yaygınlığı, sıklığı, antikapitalist mücadelenin kent ayaklanmaları temelinde daha güçlü gelişeceğini ve ilerleyeceğini vurgular.

Dahası 21. yüzyılın ayaklanmalar çağı, Arap Baharı’yla kodlanan kimi ayaklanmalar ve devrim süreçlerinde açıkça görüldüğü gibi, yeni ayaklanmaların kapısı siyasal devrimlere açılmaktadır. Rojava Devrimi somutunda ise, ayaklanma, iç savaş ve toplumsal devrim boyutuna değin ilerlemeyi resmeder ve devrime giden yola ışık tutar. Devrime açılan ayaklanma kapıları ve kapitalizmi aşma istek ve potansiyelleriyle 21. yüzyıl ayaklanmaları devrimin güncelliğine kuvvetli bir vurgu yapar. Kent ayaklanmalarıyla devrimin güncelliği ve sosyalizm perspektifinden ilişkilenmek gerektiğinin derslerini sunar.

Gezi/Haziran Ayaklanması İstanbul metropolünün merkezinde ve simgesel olarak politik kalbinde vuku bulur. Ezilenlerin yeni kent sınıflarının birleşik renkli politik ve sınıfsal kombinasyonuyla bir onur ve özgürlük başkaldırısını temsil eder. Belirgin antifaşist karakterinin yanı sıra antikapitalist izlek ve çizgileri de taşır. İsyan kıvılcımını çakan Taksim Gezi Parkı’nın yeşilini koruma, ağaç kıyımını durdurma, Topçu Kışlası binasının yeniden yapılmasına karşı çıkma gibi ekolojist ve kent hakkı talepleri ve bu talepler için yapılan eylem ve direnişlerdir. Devletin tavrı ve cevabı şiddet ve ezme saldırısı biçiminde gerçekleşir. Devlet terörüne karşı haklı ve meşru direniş kararlılığını korur. Direniş kıvılcımı bir büyük halk isyanı yangınının tutuşmasını sağlar. Bir kez daha halklarımız ayağa kalkar, isyan ahlakını, onurunu ve asi cesaretini kuşanarak devletin karşısına dikilir.

Taksim Meydanı gösteri, direniş ve barikatlarla zapt edilir. Tarihsel-simgesel değeri çok yüksek olan meydan devlete gerçek bir siyasi meydan okumanın arenasına dönüştürülür. Ezilenler ve yoksullar, kent ve gelecekleri hakkında birikmiş türlü çeşitli sorunları ve talepleri hakkında, fiili meşru eylem özgürlüğünü kullanarak sözlerini söylemeye başlar. Barikatlarla meydan ve sokakları tutma kent ayaklanmalarının temel ve olmazsa olmaz kuralıdır. Bu isyan kuralı devreye girer. Gazi Ayaklanması’nda olduğu gibi barikatlarla meydanlar ve sokaklar tutulur. Politik olayın mekanı kurulur. Politikanın mekanı ve mekanın politikası devrimci diyalektiği işlemeye başlar. Ayaklanmada alan tutmak can alıcıdır. Barikatlarla zapt edilen Taksim Meydanı’nı olayı üretip büyütme üssü ve mevzisi haline getirir. Söz ve eylem özgürlüğü en özgür biçimde kullanıma sokulur. Böylece olay ve hareket bir merkezden İstanbul ve tüm Türkiye’ye yayılır. Yeni kent sınıflarının hareketli bölükleri, ayaklanmanın taşıyıcı gövdesi ve özneleri olur. Özellikle ezilenlerin gençlik ve kadın hareketleri sürükleyici dinamikler olarak öne çıkar.

Kentli kadın hareketi ayaklanmanın tamamlayıcı bir motifini ve etkin toplumsal özne figürünü oluşturur, ayaklanmaya güçlü bir biçimde yansır.

Yaşam tarzı özgürlüğünü talep eden kentli orta sınıf bölüklerinden, cinsel kimlik ve özgürlük mücadelesi yürüten LGBTİ+ hareketine, demokratik Alevi hareketinden ekoloji hareketine, Kürt özgürlük hareketinden antikapitalist Müslümanlara çok geniş ve zengin yeni kent sınıfları kombinasyonu ve bu toplumsal dinamiklerin politik sözcü ve özneleri Gezi/Haziran Ayaklanması’nın toplumsal ve siyasal tablosunu resimler. Gezi/Haziran Ayaklanması özgürlüğe susamış, faşist terör ve baskıdan bunalmış, talepleri baskılanan ve ötelenen tüm ezilenleri bir özgürlük şemsiyesi altında toplar ve politik özgürlükler sorununun ne denli yakıcılaştığını dışa vurur. Aynı zamanda politik özgürlük sorununun devrimci anahtar rolünü oynadığını bir kez daha kanıtlar. Çok çeşitli toplumsal ve politik mecralarda birikip mayalanan ayaklanma enerjisini tek potada, özgürlük cephesinde birleşir. Yeni kent sınıflarının tüm bölükleri toplumsal özneler olarak yan yana gelir. Sol-sosyalist, devrimci, demokrat, yurtsever vd. politik özneler cepheleşme düzeni alır. Toplumsal dinamikler ve politik özneler birleşik politik yapı oluşturur. Ortak politik cephe ve taleplerde buluşan tüm toplumsal dinamikler ve politik özneler, meydan ve sokaklarda birbirine temas eder, rezonansa girer. Bu karşılaşma ve politik tanışma-kaynaşma momentumunda, tüm toplumsal dinamikler ve politik özneler birbirleriyle daha çok tanışır, yeni bir ilişki düzlemi yakalar. Gezi/Haziran Ayaklanması bu yapısı bağlamıyla en geniş antifaşist birleşik cepheleşme halini somutlar.

Taksim komünü, ayrıca vurgulanmayı ve okunmayı hak eden bir ideo-politik motifi ifade eder. Taksim komünü “başka bir dünya mümkün” şiarı ve arayışını cisimleştirir. Sosyalizm arzu ve özleminin naif bir motifini yaratır. Devrime açılan ayaklanma ufkuyla, sosyalizm ütopyası ve özlemiyle canlı bir ilişkilenme çabasını somutlar. Yeni kent ayaklanmalarının derinliğinde saklı duran toplumsal ütopyalara, devrim ve kurtuluş özlemine politik varlık biçimi kazandırır ve ütopyaların ölmezliğini belgeler. Devrime açılan kapılarıyla 21. yüzyıl kent isyanları devrimci öznelere devrimin güncelliğine sımsıkı bağlanmayı, devrimi imkan olarak düşünmeyi ve hazırlamayı emreder.

Gezi/Haziran Ayaklanması Türkiye/Kürdistan yüzeyine yayılan çapı ve gücüyle, milyonları kapsayan eylemli kudretiyle, devrimci durum yaratır ve yeni bir devrimci dönemin kapısını açar.

ML komünist öncünün Gezi/Haziran Ayaklanması’yla ilişkilenişi Gazi Ayaklanması’nda olduğu gibi devrimi anlayan devrimcilik temelinde gelişir. Öncü ve önder parti çizgisi, duruşu kendini ‘an’ın devrimci durumuna uygun, işlevli ve en yaraşır biçiminde ortaya koyar. Devrimci imkanı hakkıyla değerlendirir. Ayaklanmaya tüm politik varlığıyla en önde atılır. Barikat ve sokak  çarpışmalarından öğrenerek büyümüş bir parti olarak, devrimci hafızasını, aklını, birikimini ve bütün politik-örgütsel meziyetlerini ayaklanmaya atılma yönünde tereddütsüzce seferber eder. Göğü fethe kalkan Paris komünarlarının tarihsel bilincini, Gazi Ayaklanması’nın pratik mirasını, derslerini, asi devrimci ruhunu ve mücadele coşkusunu kuşanarak Gezi/Haziran Ayaklanması’ndaki yerini alır. Politik ve örgütsel varlığıyla ayaklanmanın öne çıkan etkin politik öznelerinden biri olma hakkını kazanır.

ML komünist öncü, Gezi/Haziran Ayaklanması’nı da başarıyla geçer. Ayaklanmayı kendi politik gelişiminde ikinci devrimci politik atılım olarak kavrar ve ayaklanmayla en verimli biçimde ilişkilenir.

Ayaklanmanın ilk başarı düzlemi ve düzeyi ML komünist öncünün teorik öngörü ve devrimci analizlerini doğrular.

Devrimin güncelliğine odaklanan teorik öngörü ve devrimci analizler, emperyalist küreselleşme döneminin kapsamlı teorik çözümlemelerine yaslanır. ML komünist öncü yıllara dayalı sistematik kolektif düşünsel emeği ve kapasitesiyle elde ettiği bu teorik arka plan ve teorik çözümleme kapasitesi; öngörü, çözümleme ve perspektif bütünlüğüyle kapitalizmin varoluşsal krizinin ürettiği yeni toplumsal devrimci enerjilere ve olanaklara odaklanır.

21. yüzyılda devrim ve sosyalizmin olanaklılığını araştırır, perspektiflendirir ve devrimin güncelliği konseptiyle kavrar. 21. yüzyılın girişinde dünyanın değişik coğrafyalarında çoban ateşleri misali patlayan kent isyanlarına bu teorik arka plan ve devrimin güncelliği optiğinden bakar. Kapitalizmin ebediliğini ve devletlerin yıkılmazlığını ima ve ifade eden pis gerçekçiliğin sinik ve kötümser analizlerine itiraz eder, devrimci iyimserliğin, devrimci gerçekçiliğin analizleriyle cevaplar üretir.

Devrimci iradenin iyimserliğine ve devrimci olanaklara bağlanarak yürür. İradeye ve olanaklara tutunarak, devrimci eylemin değiştirici gücüne yaslanarak ilerler.

Gezi/Haziran Ayaklanması’na öngelen süreçlerde ML komünist öncü 21. yüzyılın ayaklanmalar yüzyılı olacağı gerçekliğine uygun devrimci analizlerle politik öznelerin kent ayaklanmasına hazır olması gerektiğini vurgular. Gezi/Haziran Ayaklanması ML komünist öncünün teorik öngörü ve devrimci analiz ve politik perspektifinin toplumsal hayattaki anlamlı devrimci karşılığı olarak gerçekleşir ve ML komünist öncünün  bu kapasiteyi bir devrimci önderlik tarzı olarak başarıyla kullanmasına işaret eder.

Gezi/Haziran Ayaklanması devrimci ve sol-sosyalist hareketimizi politik mücadele düzlemiyle de çok yönlü sınamalardan geçirir. Politik kapasitesini ve önderlik gücünü pek çok yönden yoklar ve açığa çıkarır.

ML komünist öncü, ayaklanmanın merkezinde öncü güç olarak konumlanır. En önde dövüşür, kitlelerle bütünleşme çizgisinde yürür, ayaklanmanın devrimci nabzını tutar. Gezi/Haziran Ayaklanması’nın birleşik ve çoklu özne yapısını daha baştan kavrar, yeni toplumsal hareket bölüklerini, yeni mücadele kuşaklarını ve kuvvetlerini anlamaya çalışır. Ayaklanmanın politik pratik yönden yönetilmesi ve devrimci rotada büyütülüp derinleştirilmesi için gerekli olan tüm düşünsel ve pratik çabayı sarf eder. Ayaklanmanın birleşik ve çoklu özne yapısını devrimci bir önderlik realitesi olarak hesaba katar; bu realiteye uygun bir ayaklanma önderliği inşasını öngörür ve benimser. Birleşik önderlikle yönetilmesi pratiğinde etkin rol alır ve yerine getirir.

Gezi/Haziran Ayaklanması politik düzlemde antifaşist birleşik cepheleşmenin somut bir biçimini ve kazanılmış düzeyini ifade eder. ML komünist öncünün politik mücadele tarzı ve çizgisinin ‘birleşik devrimci önderlik’, ‘birleşik devrimci cephe’, ‘birleşik demokratik cephe’ kavram ve politik perspektifleri Gezi/Haziran Ayaklanması’yla dolaysız bir somutluğa ve kazanıma ulaşır.

Gezi/Haziran Ayaklanması milyonları kapsayan devasa politik olay ve hareket niteliğiyle tüm politik öznelere bir boy aynası tutar, eleştirel devrimciliğin süzgecinden geçirir. Önderlik tarzlarını, politik taktik yeteneklerini ve örgütsel kapasitelerini esaslı biçimde ayaklanma pratiğinin indikatörlerine tabi tutar.

Devrimci hareketimizin düşük profil öncülük düzeyini, örgütsel kapasite ve kuvvet yetmezliğini, düşünsel ve örgütsel darlıklarını tespit eder. Politik öznelerin örgütsel yetersizliğini ve kudretsizliğini açığa çıkarır. Sınırlı kuvvetlere sahip örgüt yapılarının politik fizik bakımından anlamlı taktik kuvvet olma ve milyonları kapsayan büyük politik olayları devrimci yönden yönetme ve daha ileri hedeflere sürükleme imkanlarının olmadığını Gezi/Haziran Ayaklanması bir kez daha kanıtlar. Bu yönüyle tüm politik özneleri kendi verili gerçeklikleriyle yüzleşmeye; eleştirel devrimci çözülmelerle kendi öznel hakikatini yeniden kurmaya ve verili durumu devrimci yönden aşmaya çağırır. Yaşamsal bir görev olarak ortaya serer.

Devrimci hareketimizin verili halinden tümüyle azade ve bağışık sayamayacağımız ML komünist öncü Gezi/Haziran Ayaklanması’nın devrimci ölçü ve indikatörleri ve geride bıraktığı sorularıyla yüzleşmekten kaçmaz. Derslerden öğrenme yolundan yürür. Ayaklanmayla devrimci iktidar bilinci temelinde ilişki kurar. PML komünist öncü ayaklanma konağında örgütsel düzlemde Gazi Ayaklanması’yla benzerlikler kurulabilecek özgün bir sınanma ve kendini üretme süreci yaşar.

Gezi/Haziran Ayaklanması’na ML komünist öncü yeniden yapılanmış bir örgüt formu ve mimarisiyle atılır. komünist öncünün yeni kurucu örgütsel varlık halini test eder. Ayaklanmaya öngelen birkaç yıllık süreç, parti formunu yeni örgüt mimarisi temelinde yenilediği kurucu çalışmayla partinin devrimci çizgisinin yeni örgütsel yapıya kazanıldığı bir dönemi anlatır. Yeni parti modeli, örgütsel mimarisi ve yapısıyla bir önceki yapıdan belirgin ve önemli farklılıklar taşır. Politik parti yapısını ileri bir modele, örgütsel nitelik ve kapasiteye taşıyan örgüt mimarisi, komünist öncü bakımından denenmemiş bir yol ve stratejik adımı işaretler. Yeni parti modeli çok cepheli örgüt mimarisi üzerine yapılanır, yükselir.

ML komünist öncü, yeni parti modeli ve yapısıyla ikinci kez ayaklanma sınavıyla karşılaşır. Gezi/Haziran Ayaklanması sınavını da başarıyla geçer, örgütsel düzlemde devrimci sıçramayı imleyen yeni parti formu, bir devrimci nitelik düzeyi kazanır. Politik devrimci sürekliliğini ve öncü konumunu koruyan, daima ateş altında yürüyen, ayaklanma eşiklerini başarıyla sıçrayan ML komünist öncü, en sonunda devrim konağına varır. Ayaklanma partisi hakikatiyle başlayan öykü devrim partisi hakikatine sıçrar ve devrime konumlanır.

Üçüncü Hakikat Levhası: Rojava Devrimi

Rojava Devrimi, devrimci hakikatimizin üçüncü hakikat levhasını oluşturur. Rojava, çeyrek yüzyıllık politik serüvenimizin en ileri politik konağı ve devrimci varoluşu en yüksek politik, örgütsel ve askeri kurumlaşma düzeyini somutlar. Ayaklanma partisinden devrim partisi hüviyetine geçişi işaretleyen yeni bir devrimci nitelik düzeyini belirler. Ayaklanma eşiklerini sıçrayarak geçen ML komünist öncü devrimci amaçları peşinden koşar,. Rojava’da devrimin muzaffer partisi olarak yükselir. Devrimde komünizmin bayrağını dalgalandırır.

Devrimlere sayısız mücadele evresinden, ayaklanma ve iç savaş kapılarından geçilerek, her evrede ve ‘an’da devrime hazırlanarak ve devrimci misyonlar gereğince başarılarak varılabilir.  Gazi ve Gezi/Haziran ayaklanmaları, Rojava Devrimi komünist öncünün yürüdüğü devrimci yolun politik sıçrama uğraklarını ve aynı zamanda devrimci sınama eşiklerini simgeler.

Bu büyük devrimci atılım ve sınanma eşikleri arasında kalan dönemler ise, atılımlara hazırlanan öncünün kesintisiz devrimci kavgasıyla, örgütsel kuvvet birikimleriyle ve siyasal enerji üretme çabasıyla anlam ve gövde kazanır. Devrimci süreklilik, büyüyen enerji, genişleyen kuvvet ve kapasite, kazanılan yeni mevziler olmaksızın devrimci sıçramalar, gerçek ve anlamlı ilerlemeler kaydetmek olanaksızdır.

ML komünist öncü politik mücadele tarzıyla, örgütsel gelişim stratejilerini kurma ve uygulama yeteneğiyle devrimci atılımların yolunu kendi eylemiyle döşer, kendini var ediş çizgisiyle devrimci atılımları hazırlar. Politik kampanyalar, öncü çıkışlar ve vuruşlar, çok çeşitli sahalarda direnişler, örgütsel ve politik mevzi kazanmalar, devrimci kurumlaşmalar, stratejik adımlar, parti formunu yenilemeler gibi devrimci varoluşun bütün biçimleriyle varlığını üretir. Yenilgi ve geri düşmeleri aşma gücü ve yeteneğiyle derlenip toparlanmayı bilir, önünü her koşulda açar ve ilerler.

ML komünist öncü devrimci çizgi sürekliliğini ve devrim iddiasını, hedefini daima korur ve bir pusula gibi elinde tutar. Politik varlığını ve kapasitesini etkinleştirir, devrimci süreklilik içinde güçler devşirir ve siyasal bir ordu gibi savaşım düzenine sokar. Daima ateş altında dövüşür ve yürür. Karşı devrimle çarpışarak ilerler. Büyük bedeller öder. Politik mücadele ateşinde ve örsünde dövülür, kavgada gelişir, şekillenir ve sağlamlaşır. Örgütsel yapısını yeni politik ihtiyaçlar temelinde genişletir, devrimci kapasitesini ve dayanıklılığını artırır. Devrimci savaş partisi olma niteliğini tahkim eder. Devrimin öncü ve önder kuvvetini büyük politik olayların öznesi olarak hazır hale getirir. Her adımda kendini devrime hazırlar.

ML komünist öncü atılımlara ayaklanmalara ve devrime, teorik, politik, örgütsel ve askeri düzlemlerde bilinçli ve kasıtlı bir hazırlık strateji ve uygulaması olmaksızın hiçbir anlamlı başarı ve kayda değer ilerlemenin sağlanamayacağını bilir. Rojava Devrimi’nin burçlarında yankılanan ve devrimin muzaffer komünist önderi Baran Serhad’ın sıkça yenilediği ‘zafer hazırlığı sever’ vecizesi, çeyrek yüzyıllık devrimci yürüyüşte ML komünist öncünün önderlik hakikatini ve hayata güçlüce işleyen devrimci postulatını anlatır.

Rojava Devrimi konağına devrime hazırlanma stratejisiyle, devrimci birikim, atılımcı önderlik tarzı ve yönetimiyle varılır. Devrim düzeyi devrime hazırlanarak kazanılır. Devrime uzanma ve devrim düzeyini kazanma sürecine önderliğin kumanda ettiği, sürekli canlı ve güncel tutulan devrimci strateji yön verir. ML komünist öncünün programatik arka plana yaslanan devrim stratejisi, teorik öngörü ve devrimci analizleri, devrimci hazırlıkların somut ve çok çeşitli hedeflerini pratik-politik önceliklerini ve somut kapsamını belirler. Rojava Devrimi’nde boy veren ML komünist öncü profili, programatik arka plana yaslanan devrim stratejisi ve politik öngörüsüyle, örgütsel, politik ve askeri hazırlık süreçlerini kazanarak, büyüyen elverişli kapasitesiyle kavuşur. Önderliğin atılımcı tarzı ve yöntemiyle devrimdeki öncü ve önder konumuna yükselir.

ML komünist öncünün devrimci yürüyüşü, iki ülke gerçekliği ve birleşik devrim stratejisinin hayata işlemesini ve maddileşmesini belgeler. Rojava Devrimi’nde cisimleşen birleşik devrim stratejisi, programatik ve stratejik hazırlığın dolaysız uzamını ve devrimci pratik eserini temsil eder. ML komünist öncü, devrim perspektifini daima hayatın zengin yeşiliyle capcanlı ilişki içinde ele alır ve üretir. Emperyalist küreselleşme döneminin kapsamlı analizlerine dayanan teorik çıktı ve soyutlamalardan yeni devrimci perspektifler süzer. 21. yüzyıl devrimlerinin gelişme dinamik ve olanaklarına odaklanır, devrim imkanlarını araştırır ve çözümler. Bölgesel devrim ufkunu da düşünsel emek ve çabalarla yakalar. Bölgesel devrim perspektifi ML komünist öncünün kendini teorik ve politik bakımdan yeniden üretme çabasını ve verimini yansıtır. Bu çaba ve devrimci pratik, verili devrim nosyonunun teorik-politik koordinatlarını değiştirir, bölgesel devrim düzlemine doğru genişletir. Bölgesel devrimi stratejinin ve pratik politikanın güncel ufkuna çeker, devrimi eylemin konusu haline getirir. ML komünist öncü devrim stratejisini ve programını yeniler, bölgesel devrime uyarlar. ‘Birleşik bölgesel devrim’ formülüyle yeniler. Bölgesel devrimlerin dünya devrimine açılan kapılar olduğunu vurgular ve devrimci tezlerini politik hayatta sınamaya ve imkanlı kılmaya çalışır.

Kendini bölgesel devrime kuran ve hazırlayan ML komünist öncü, Rojava Devrimi’ne başlangıç ‘an’ından tüm aşamalarına, bir devrimci savaş partisi niteliği ve hakikatiyle katılır, komünist  rengini katar, katkısını sunar.

Kürdistan sorununu ve Kürt devriminin birleşik ve bölgesel niteliğini daha en başında ve köklüce kavrayan komünist öncü, Kürt devriminin bölgeselleşme karakteri ve imkanına uygun stratejik çözümler düşünür. Ortadoğu’da demokratik federasyon çözüm seçeneğini yükseltir. Federatif çözüm seçeneğini gündemine alır. Hakların birleşik ve lokal devrimi karakteriyle tezahür eden Rojava Devrimi, Kürt devrim dinamiğinin bölgesel devrim üretme ve sürükleme hakikatini betimler, bölgenin merkezi gücünü de imler.

Kürdistan sorunu, bölge haklarının özgürlük ve kurtuluş mücadelesiyle iç içe geçen bir özellik taşır. Kürdistan özgürlük hareketinin devrimci gücü, kapasitesi, hazırlığı ve sürükleyiciliğinde başlayan Rojava bölgesel devrimi, daha ilk aşamalarında bölgenin halklarını kapsayarak gelişir. Devrimci cepheleşme ve enternasyonalizmle halkların birleşik devrimi hüviyetini kazanır. Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen, Çerkez haklarının birleşik devrimi olarak ifadesini bulur. Rojava Devrimi, hakların birleşik ve bölgesel devrimi karakteriyle devrimci-demokratik ve sosyalist öznelerin önderliğine Ortadoğu’ya özgürlükçü, kolektif ve sosyalizan bir nefes taşır.  Devrimci seçeneği yükseltir ve umudu büyütür.

Rojava Devrimi’yle beraber toplumsal devrimler de yeniden tarihe geri döner. Sosyalizmin yenilgisiyle kapanan kısa 20. yüzyılın ardından burjuva dünyanın efendileri devrimler döneminin ebediyen kapandığını ve tarihin sonuna gelindiğini ilan eder. Bu ideo-politik burjuva hegemonya vaazı Rojava Devrimi’yle paramparça edilir. Tarihe yeniden dönen toplumsal devrim sözünü söyler.  Arap Baharı devrimci süreçlerinde burjuva siyasal devrim formlarına yol açan halkların isyan ve devrim hareketi, Rojava’da devrimci demokratik alternatifle buluşur ve ezilenlerin toplumsal devrim özlemini yeniden yükseklere kaldırır, 21. yüzyıla ilk girişini yapar.

Rojava Devrimi bölgenin sömürgeci devletlerinin ve küresel emperyalist güçlerin çok yönlü açık ve örtük düşmanlık ve hegemonya kuşatmasında, halkların birleşik ve bağımsız eseri olarak varlık hakkı kazanır. Pratik politik düzlemde asıl savaşı DAİŞ faşist gücüne ve işgaline karşı vermekle birlikte, emperyalizme ve bölgenin sömürgeci güçlerine karşı da ayağa dikilir ve tüm egemen güçlerin dikkate alıp hesaba kattığı halkların birleşik güç merkezi olarak Ortadoğu’da yükselir ve tutulur. Ortadoğu’ya yırtıcı vahşiler misali çullanan belli başlı emperyalist güçler ve sömürgeci bölge güçleriyle, Rojava Devrimi kaçınılmaz pratik ve politik ilişkilere girer. Devrimin politik ve askeri ilişkileri, devrimin bağımsız varlığını koruma üzerinde kurulur.

Rojava ve Ortadoğu’da beliren iki politik özneden biri devrimci ve sosyalist seçeneği, DAİŞ ise faşist seçeneği temsil eder.

Bu iki özne Rojava’da karşı karşıya gelir. DAİŞ faşizme büyüyen etkin gücüyle ve muazzam yıkıcı karşı devrimci pratiğiyle devrimin yükselttiği devrimci demokratik ve sosyalist seçeneği ortadan kaldırmaya ve coğrafyadan silmeye girişir. Devrimi özgül bir antifaşist devrimlerden biri kategorisine çeker ve devrimin baskın motifini oluşturur.

DAİŞ Rojava Devrimi’yle Ortadoğu’da yükselen yeni toplumsal devrimi halkların birleşik kurtuluş imkanını, kadın devrimini tasfiye etmek için, sömürgeci, işgalci, ırkçı ve soykırımcı bütün gerici politik özellikleri kuşanır, faşist İslamcı iktidar ve devletini tesis eder, faşist devrim (!) gerçekleştirilir. İslam devleti kurar.

DAİŞ emperyalist küreselleşme döneminde yeni faşist hareketlerin Ortadoğu’da yükselen en etkin ve reaksiyoner figürünü temsil eder. Rojava Devrimi kendi varlığına kasteden DAİŞ faşizmini yıllara dayanan destansı mücadele ve savaşla tepeler, büyük bedeller öder, devrimci seçeneği ayakta tutar; bölge ve dünya halklarının ilerici ve devrimci kesimlerinin takdirini toplar. DAİŞ’in Rojava’yı tümden işgal etme saldırıları tarihi Kobanê Direnişi’yle püskürtülür. Rojava Devrimi’nin orduları adım adım ilerler ve DAİŞ yenilgiye uğratılır.

Rojava Devrimi, DAİŞ dışında Türk sömürgeciliğinin de boy hedefi olur. Türk sömürgeciliği  yükselen devrim seçeneğini varlığına ölümcül bir tehdit görür. Yeni Kürt statükosunu ve halkların birleşik devrim seçeneği tasfiye etmek için Kuzey Suriye’ye işgal savaşları düzenler. Rojava’da varlık kazanan halkların birleşik devrim iradesini ve eserini her aşamada darbeler. Bölgede devşirdiği politik İslamcı işbirlikçi güçleri kullanarak Cerablus, El Bab, Efrin, Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgal eder. Sömürgeci devlet pratiğiyle Rojava Devrimi’ni tümden tasfiye etmeyi hedefler ve bu amaçla her türlü saldırıyı geliştirir. Benzer bir sömürgeci devlet refleksi Suriye rejimi tarafından da gösterilir.

Rojava Devrimi siyasal ve toplumsal devrim olarak antifaşist, antisömürgeci, antiemperyalist, enternasyonalist ve cins özgürlükçü ana karakteristik motif ve pek çok alt motifle görünümleşir. Enternasyonalizm ve kadın devrimi ana karakterleri, Rojava Devrimi’nin en ileri yanını ve toplumsal devrimin ideo-politik derinliğini yansıtır. Kobanê Direnişi momentiyle DAİŞ’in İslam enternasyonalizmine karşı Rojava Devrimi ezilen halkların devrimci, sosyalist, anarşist vb. meşreplerini kapsayan bir özgürlük enternasyonali seçeneğini var eder. Dünyanın değişik coğrafyalarından devrimciler, komünistler, anarşistler, ilericiler,  Rojava Devrimi’ni faşizme ve sömürgeciliğe karşı savunmaya gelir, devrim için seferber olur. Enternasyonal savaşçılar Rojava Devrimi için savaşır ve ölümsüzleşir. Marx’ın Paris Komünü için söylediği gibi, Rojava Devrimi de tüm enternasyonalistlere “ölümsüz bir dava için ölme onurunu, kazanma olanağını sunar”. Enternasyonal Özgürlük Taburu gibi devrimci mevziler, Rojava Devrimi’nin en kıymetli ve ileri yanlarından birini simgeler. 21. yüzyılın toplumsal devrimlerinin enternasyonalist eğilimini haber verir.

Rojava Devrimi bir kadın devrimi olarak belirir. 21. yüzyılda yeni ve ayırıcı özellikleriyle dikkat çeken kadın devrimi kimliği ve gerçekliğiyle toplumsal tarihe kazınır. Cins devrimi bütün toplumsal devrimlerin en temel göstergesi ve devrimin üzerine yükseldiği ana sütunlardan birini teşkil eder. Rojava Kadın Devrimi pek çok yönüyle 20. yüzyıl cins devrimlerini aşar, kadın özgürlük mücadelesinin çıtasını yükseltir. Siyasal, yasal, kurumsal ve toplumsal alanlarda kadın devrimini gerçek bir eşitlik devrimi ve kadın kurtuluş perspektifiyle yürütür. Kadın devriminin politik, askeri, kuramsal, toplumsal vs. örgütlenmelerine ve özgücüne yaslanarak ilerler. Kadın programını pratikleştirmeye çalışır.

Kadın Devrimi Rojava’da geleneksel ve köleleştirici tüm yapı, kurum, anlayış ve alışkanlıklara devrimci savaş açar, kadın köleliğini sağlayan bütün prangaları parçalar. Devrimin bütün kurumlarında ve toplumsal yapının bütün alanlarında kadın özgürlük mücadelesi değiştirici ve dönüştürücü dinamik rolünü oynar. Siyasal yönetim aygıtlarında ve diğer kurumlarda yasal eşitlik, fiilen eşbaşkanlık gibi biçimlerle güvenceye alır. Kadın cinsinin en geniş bölüklerinin siyasal hayata ve yeni toplumsal yapı inşasına katılımı hedeflenir.

Rojava Devrimi siyasal ve ekonomik düzlemlerde kolektif toplumsal araçlara başvurur, yeni bir siyasal-toplumsal model yaratma perspektifini benimser. 20. yüzyıl sosyalizminin de uyguladığı kimi siyasal kolektif araçları ekonomik kolektif imkanları yeni biçimlerde yeniden dener. Meclislere dayalı yönetim sistematiği, halkların ve ezilenlerin kolektif yönetim formu olarak cisimleşir. Ekonomik alanda kooperatif temelli kolektivizasyon pratikleriyle, komünalizm bakış ve arayışları Rojava Devrimi’nin toplumsal devrim sınırlarını belirler. Demokratik, halkçı ve sosyalizme öykünen yapısını betimler.

ML komünist öncü, Rojava Devrimi’nin başlangıcından itibaren tüm aşamalarında, devrimin bütün alan, kurum ve savaş siperlerinde safını alır. Devrimci savaş partisi rolünü ve öncü sorumluluğunu başarıyla yerine getirir. Rojava Devrimi’nin etkin komünist bileşeni ve figürü olarak yükselir. Adını Ortadoğu’nun yeni tarihine ve devrime yazdırır. Zaferin partisi onuruna erişir. Devrim ML komünist öncüyü yeni politik, askeri, örgütsel düzey ve kapasiteye taşır. Bölgesel devrimci parti olma imkanı tanır, önünü açar. Bölgesel parti ve Kürdistani parti niteliği misliyle gelişir. Kürdistan ve Rojava’ya kök salar. Komünist devrimci seçenek olarak bölge halklarının öncü ve önder partisi olma yoluna koyulur ve bu yolda mesafeler kateder. Politik askeri gücüyle yeni nitelik düzeyine sıçrar, kapasitesini ve yeteneğini yükseltir. Devrimci savaş bilgisi ve tecrübesiyle donanır, ordulaşma hamlesine girişir, adımlar atar. Rojava Devriminin bölge halklarına ve devrimci öncülere sunduğu olanaklardan en verimli ve yaratıcı şekilde yararlanma perspektifini korur ve pratikleştirir. Devrim topraklarının ve üssünün yeni devrimci cepheleşme ve politik, askeri ve örgütsel kurumlaşmalar kazanmasını amaçlar. Halkların birleşik devrimci önderliklerinin ve cephelerinin yaratılması için yoğun ve ısrarlı çabalar gösterir ve belli mevzilerin kazanılmasını sağlar. ML komünist öncü Enternasyonal Özgürlük Taburu çaba ve pratikleriyle, devrimci cepheleşme ve enternasyonalizmin mevzilerinin kazanılmasına öncülük eder. Devrimin enternasyonal çizgi ve niteliğine değerli katkılar yapar.

ML komünist öncü Rojava Devrimi’nin toplumsal inşasına da var gücüyle ve tüm yeteneğiyle katılır. Devrimin toplumsallaşmasına, ete kemiğe bürünmesine emeğini, terini ve kanını katar. Devrimi bütün boyutlarıyla kavrar, deneyimler ve devrimden muazzam yeni politik, örgütsel, teorik sonuçlar süzer. Kadın devrimi, devrimci cepheleşme, birleşik devrimci önderlik, enternasyonalizm, politik-askeri savaş deneyimi, çok boyutlu toplumsal devrimci inşa pratikleri ve deneyimleri, Ortadoğu halklar gerçeği vb. Rojava Devrimi’nin ML komünist öncüye yansıyan ve etkileyen belli başlı niteliksel katkı başlıklarını resmeder.

ML komünist öncü devrimle imtihanını da başarı ve zaferle geçer.

Rojava Devrimi büyük bedellerin ödendiği bir devrim olarak ifadesini bulur. ML komünist öncü Rojava Devrimi’nde büyük bedel kapılarından geçer. Devrimin savunma ve saldırı cephelerinde, özgürleştirme harekatlarında ön cephelerde savaşan komünist öncü, büyük bedeller öder. Onlarca nefer ve önderini savaşta kaybeder. DAİŞ’in Rojava, Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de özel hedeflerinden biri olarak açığa çıkan ML komünist öncü, ateş altında yürür, ağır saldırılar ve katliam gerçeğini yaşar. Suruç’ta (Pirsus) toplu katliama uğrar. Halklarımızın devrimci feda bölüğü ve öncü çizgisinde yürüyen komünist öncü en ağır bedelleri göğüsler, devrim yolunda sarsılmadan ve kararlılıkla yürür, devrimi büyütmeye devam eder. DAİŞ’i yenilgiye uğratan bütün devrimci operasyonlarda Suruç’un, Ankara Gar Katliamı’nın ve diğer kalleş yok etme saldırılarının hesabını sorar, katiller sürüsüne devrimci adaleti uygular.

ML komünist öncü  Gezi’den Rojava’ya devrimin akışını örgütler. Ezilenlerin devrimci bölüklerini halkların ortak devrimi Rojava’ya çağırır. Bu çağrı Kobanê Direnişi’yle beraber anlamlı yankısını bulur. Her yaştan, ulustan ve cinsten devrimci yürek devrimin saflarına akar, devrimin savaş siperlerine koşar. Gezi/Haziran Ayaklanması’nın kırmızı fularlı kızı Rojava’da Destan Temmuz ismiyle dövüşür ve ölümsüzleşir. Suruç’ta (Pirsus) DAİŞ faşizmi tarafından kalleşçe katledilen otuz üç düş yolcusu halklarımızın ve devrimin yıkılmaz çelik köprüsünü simgeler. 

Bu hakikat Gazi Ayaklanması’nın ‘barikat çocukları’ndan Serkan Tosun’un Rojava Devrimi’ne uzanan ve ölümsüzleşen ömr-ü destanında verilidir. ML komünist öncünün çeyrek yüzyıllık tarihinin bütününde devrimi ve partiyi bir önder olarak omuzlayan, Rojava Devrimi’nin muzaffer komünist önderi Baran Serhat’ın kendi devrimci efsanesini kuran devrimci varoluş öyküsündedir.

Üç uğrak, ayaklanmalardan devrime ML komünist öncünün gelişme ve çelikleşmesinin devrimci öyküsüdür.

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. Şti. İmtiyaz Sahibi: Şengül Güneş Bali
Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Şengül Güneş Bali

Bize Ulaşın

Çakırağa Mah. Çakırağa Cami Sokak Birlik Apt.
No: 8/10 Aksaray/İstanbul (0212) 529 15 94
E-posta: info@marksistteori.org Twitter: @mt_dergi